11 Mart 2014 Salı

Bana Hassasiyet Deme!

"Hassasiyetinize sıçayım!"
...

"Hassasiyetinize sıçayım!" geçiyor aklımdan ama ayıp diye yüksek sesle söylemiyorum. Bu haykırış içimde, karanlık ve sonsuz olduğunu tahmin ettiğim bir noktada çınlıyor: "Hassasiyetinize sıçıyııııımmmm!"
...

O kadar çok ve sık duymuşum ki "hassas söz öbeklerini!" "efenim Türk milletinin hassasiyetlerine uygun düşmez", "Halkımızın hassasiyetlerine dokunmuştur, dokunur, dokundu, dokunabilir..." , bir sabah yataktan "Heeeeyyt, yeter ulan, ne menem hassasiyetiniz varmış!"ı bastım ya da onun gibi bir şey.
...

Peki nedir bu hassasiyet? Her olana, olan bitene getirilen açıklamadır efendim. Biri cinnet mi geçirdi, odur. Biri birini kesti, doğradı mı, doğrayanın hassaslığı, neredeyse mütevaziliğidir. Namus cinayeti, gay cinayeti mi, toplumun yumuşak karnıdır. 
...

Peki bu hassasiyet olan biteni açıklarken getirilen bir savunma değil midir? Biraz da değil bayağı bayağı taraf tutmak değil midir? Hassasiyetlerle açıklanan her türlü hadisede, suçlu mağdura çevrilen değil midir?

Hassasiyetlerle açıklananların sonraki adımları "öyle demeyelim, yapmayalım, göstermeyelim de birilerinin o derin algılarını okşamayalım"a geliyor. Yani bir nevi sansür, kendini sansür, düşünceni, varlığını sansür. Aman! Aman! diyerek etrafımızda dolanıp bu tür sansürleri hunharca uygulayanlar da cabası.
...

Yok ya yanlış söyledim, bir gün şöyle uyandım: "İşte bu hassasiyetler hep seks!" Yeterince ya da gönlünce sevişememişlerin böğürtüleri bu hassasiyetler! Ben yapamadım, sen de yapmalar. Hiç "ben" olamayan birinin ya da birilerinin herkesi "herkes gibi" yapma gayreti. 
...

Senin hassasiyetin var diye benim yok sanma seni sabıkalı özgürlük düşmanı!





1 yorum:

  1. sanırım.. bu son paragraf mesajın; çizilip, çerçevelenip 'fukara kafaların' duvarlarına çakı çakı çakılmalı

    YanıtlaSil